Emine Boyner için otacılık, bitkilerin insan bedenlerine fiziksel şifalarının ötesinde, bir kendine gelme yolculuğu. Bu yolculukta bitkiler en büyük öğretmenleri ve çoğu zaman kattıkları şifa hayal edebileceğimizin de ötesinde…
Zaman zaman Karahindiba’nın beton içinden çiçeklenerek coşkuyla çıkışı, yabani Gül’ün şefkatli sınırları, Isırgan’ın ana geri getiren tatlı sert öğretmenliği… Bitkilerin kendisine kattıkları ve her geçen gün öğrettiklerinin sonsuzluğunu bu doğada bitki yürüyüşleriyle, başkalarıyla da paylaşmak ve ilham olmak istiyor Emine Boyner.
Kendisini bitkilerin öğrettiklerini düşündüğünde, sonsuz bir ustanın ebedi çırağı olarak görüyor! Bitkilerin uzmanı olmayı değil de, onların dilini anlayan, aktaran, kadim bitki bilgeliğinin taşıyıcısı ve aktarıcısı olabilmeyi diliyor. Bitki yürüyüşleri bu açıdan onu en mutlu eden otacılık alıştırmalarından biri. Bu yürüyüşlerde katılan kişiler yalnızca bitkilerle değil, kendileriyle ilgili de pek çok şey öğrenebiliyorlar kıvrılıp bükülen patikalarda. Bitkilerin verdiği el ile kendine ve yerine bir yolculuk oluyor. Ve bu yolculuğu çok sevdiği bir John Muir sözü ile özetliyor: “Biraz yürümek için dışarı çıkmıştım. Kim bilebilirdi, dışarı çıkmak meğer içeri girmekmiş”
İlk bitki yürüyüşleri çocuklarla, kendiliğinden başlamış. Aslında kendi heyecanı ve hayranlığı ile “Aa baak düğün çiçeği” diye bir yaban çiçeğinin peşine düştüğünde, çocukların da heyecanına ortak olup peşinden geldiğini fark etmiş! Kendiliğinden oluşan bu bitki yürüyüşleri yürümeyi çok sevmesi ve her daim etrafındaki canlılarla hayranlık ve hayretle temasta olması sayesinde bu yürüyüşleri pek çok insanla da buluşturmuş. Çatlağın içinden çıkıveren bir bitkiyi gördükçe, yanında her kim varsa o da merakla peşinden gelmiş Ve zaman içinde kendini bitkileri anlatırken; insanlarla bitkiler arasında bir nevi “çöpçatanlık” rolünü üstlenmiş olarak bulmuş kendini.
Ve zaman içinde bitkileri anlatmak yetmediğinde, bitkilerin kendi kendilerini anlatmaları için aradan çekilmesi, yürüyüşlere katılan kişilerle bitkileri baş başa bırakması gerektiğini hissetmiş! Bitki yürüyüşleri zamanla hem yürüdüğümüz, hem bitkilerle ilgili bilgi ve deneyim paylaştığımız hem de bitkilerle baş başa oturduğumuz anları kapsar hale gelmiş.
Tarih: 21 Eylül Cumartesi
Saat: 15.00-18.00
Yer: İstanbul, Beykoz – Çubuklu
Etkinlik ücreti KDV dahil 950 TL’dir.
12 aya kadar taksit* imkanı olan kredi kartları:
Banka transferi için: [email protected] veya 0542 519 50 03 (Çağrı, Whatsapp)
*Bankanıza ve taksit sayısına göre uygulanacak vade farkı değişkenlik göstermektedir.
Emine, 1989 yılında İstanbul’da doğdu. Şehrin göbeğinde, doğanın yanı başındalığını her daim hissederek, doğaya büyülenerek büyüdü. Lise yıllarından itibaren sanat eğitimi aldı. 2008-2012 yıllarında Amerika’da, Bennington Üniversitesi’nde, Güzel Sanatlar bölümünde okudu. Ayrıca Politika, Edebiyat ve Felsefe dersleri aldı. 2009 yılında Peru’nun Ayacucho şehrinde, Yanamilla hapishanesinin kadınlar koğuşundaki kadın ve burada doğan 0-4 yaş grubu çocuklarla çalıştı. Kadınlarla el sanatları çalışmaları, çocuklarla “eğitici” ve sanatsal çalışmalar yaptı. Anneler emzirirken nakış işledi. Elleri zanaatlarıyla meşgulken, bebeklerle ve çocuklarla oyunlar oynadılar. Ayacucho şehrinde bir taraftan gönüllü bir sağlık projesinde yer aldı ve ilkokul bahçelerinde atık yönetimi ve bahçe düzenlemesi konusunda çalıştı. Burada geçirdiği boş zamanlarda, bitkiler yoluyla şifa sunan insanlarla bolca sohbet etti. Pazarlarda tezgah kuran, tohum, bitki, tılsım sunan otacılarla vakit geçirdi. Bitki şifasına olan merakı ve bitkilerin sihirli tohumları burada içine serpildi. 2010 senesinde sanatçı Neriman Polat’ın asistanı olarak bir süre İstanbul’da çalıştı. 2011’de ise, Tütün Deposu’nda, stajyer olarak çalıştı.
Emine, 2012 yılında Ayvalık’a taşındı ve burada çok yönlü bir sanat ve zanaat alanı olan Atölye Patika’yı kurdu. Resim, çömlek, doğal sabun gibi sanat/zanaat çalışmalarını yürütürken, eş zamanlı olarak bitkisel tedavi üzerine eğitimler almaya başladı. İlk eğitimini, Rosemary Gladstar adındaki bitki bilgesi hocasından aldı. Bu iki yıl süren eğitimi ve Rosemary Gladstar ile yapmış olduğu çeşitli otacılık eğitimlerini de tamamladıktan sonra, farklı geleneksel bitkisel şifa eğitmenleriyle ve Herbal Academy’nin klinik bitkisel tedavi eğitimleriyle yolculuğuna devam etti. Bitkisel şifa üzerine çalışmaları sürecinde de “Cadı Kazanı” adındaki bitki harmanları doğdu. Başta bitkilerin öğretmenliğiyle derinleşen öğrenme yolculuğu, heyecan ve hayranlıkla devam etmektedir.
Emine şu anda bitkisel şifa, otacılık ve sanat konularının yaşamında bir araya gelişlerini araştırmakta; yer (coğrafya) – beden bütünlüğünü, sanat çalışmalarında bitki ve toprak mürekkeplerinin de katılımıyla keşfetmektedir. Sanat ve doğaya şefkatli otacılığı, bulunduğumuz coğrafya ile bağ kurma yolunda rehberleri olarak görmektedir. Bu rehberlerin eşliğinde yaratıcı çalışmalar ve gündelik yaşamın belki de görünmeyen eylemleriyle, yaban ve içimizdeki yaban/doğa ile bağ kurma alıştırmalarını araştırmaktadır. Doğaya dair herhangi bir alanda uzmanlığa değil, ebedi çıraklığa inanan Emine; otacılığı, yer ile “bir” olma, hem içimizdeki hem bizi sarmalayan yabanı ve coğrafyayı şefkatle kucaklama vesilesi olarak görür. Tıpkı patikalar gibi, içinde bulunduğu tüm çalışmalar, doğanın rehberliğinde ve içsel bir yön bulma duygusu ile kıvrıla büküle, doğanın şifası ve karşılaştırdığı dostluklarla evrilip yolunu bulmaktadır.
İnsanları fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal katmanlardaki zorlanmalarında destekleyebilecek, iyi hissetme hallerini geliştirebilecek çeşitli rehberler ve araçlar ile buluşturmak.
Aşağıdaki kutucuğa e-posta adresinizi girerek, bizden güncel bilgiler alabilirsiniz:
Başarıyla Abone Olundu.
Bir hata oluştu. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.